“bu kitap resmi olmayan sıcacık bir odtü tarihidir denilebilir. sadece odtülü öğrencilerin ya da odtü personelinin gözünden değil, odtüyü dışarıdan gözlemleyen insanların da bu sıradışı üniversiteyi nasıl gördüklerinin ve algıladıklarının renkli bir tablosudur. türkiye tarihinde herhalde bu kadar sevilen, ürkülen, saygı duyulan, bir parçası olmaktan gurur duyarken aynı zamanda kızgınlıkla anılan bir üniversite olmamıştır. başlı başına bir organizma gibidir odtü; kapladığı alanın büyüklüğüyle, ankara’ya akciğer olan ormanıyla, öğrencileriyle, taşıdığı misyonuyla, öğretim üyeleriyle, kültür hayatına, hayatımıza yaptığı katkıyla hep var olmasını dileyeceğiniz bir dev organizma… kuruluşu, bataklıktan ormana, oradan bilim yuvasına dönüştürülüşü gerçekten anlat anlat bitmez ayrı bir hikaye; atlattığı badireler ve bilim dünyasına sağladığı katkıların bitmezliği ayrı bir hikayedir. hiçbir tanımın içinde durmaz, duramaz yoksa odtülüğünü yitirir. odtülü olun olmayın, asla reddedemeyeceğiniz bir varlık olarak orada durur.”

 

Herkes neler söylememiştir ki; işte birkaçı…

 

“orta dünya daki en iyi üniversiteler listesinde bir numara olan okul... okulum.”

 

 

 

“efsane bahar şenlikleri olan okul.”

 

 

 

“sadece siyasi duruşunun bile ona karşı olumlu duygular beslemem için yeterli olduğu üniversite.”

 

“öss ye hazırlanırken ulen odtüye girmek vardı denilen ama girdikten sonra ulen benim ne işim var burada diye ağıtlar yakılan kafaların duvarlara vurulduğu garip bir üniversitemizdir. ama her yerde rastlayamayacağın insanlarla tanışmana vesile olan okuldur.”

 

keyifli okumalar dileklerimizle...